Bir Katalonya Efsanesi: Barselona

İçimdeki gezme aşkı beni bu sefer Avrupa’nın batı köşesi İber Yarımadası’na götürdü. Rotamızı İspanya’ya çevirince ilk görülmesi gereken bu güzel ülkenin iki önemli şehri Barselona ve başkent Madrid.

İstanbul-Barcelona, Madrid-İstanbul biletlerimiz ile uçuşa hazırlandık. Çantalar hazırlanmış son kontroller yapılmıştır. Çantalar demişken yine naçizane önerim gezilerinizde işinize yarayacağını düşündüğünüz ihtiyacınız olan eşyaları almanız sizin yararınıza olacaktır. Bu size taşıma kolaylığı sağlayacak hem de aşırı yükten kurtaracaktır. Gezilerimin olmazsa olmazı sırt çantasında fotoğraf makinesi, su, atıştırmalık bir şeyler tamamlandıktan sonra artık yola çıkmaya hazırız.

Gran Via Caddesi

İlk durak Barselona

İstanbul’dan başlayan uçak yolculuğumuz yaklaşık 3,5 saatlik bir uçuştan sonra Barselona El Prat Havalimanı'nda son buluyor. Öncelikle şunu belirteyim ülkenin ikinci büyük kenti olmasına rağmen havaalanı bizim beklediğimiz ya da alıştığımız gibi kalabalık değil. Kısa ve sorunsuz pasaport kontrolünden sonra çantalarımızı sırtladığımız gibi havaalanı dışına çıkıyoruz.

Barselona’dan şehir merkezine ulaşım Aerobus 1 denilen 10 dk bir kalkan otobüsler ile sağlanıyor. Ücreti kişi başı 5.90 euro eğer ben hiç uğraşmam diyorsanız taksi ücreti yaklaşık 25-30 euro tutuyor. Ama bana sorarsanız hiç gerek yok. Otobüsler gayet rahat ve geniş hatta yolcuların bagaj yerleri düşünülmüş. Yaklaşık 15-20 dk yolculuktan sonra şehir merkezine geliyorsunuz. Bu seyahatimizde kalacağımız yeri en azından Barselona için Wimdu adlı siteden bulduk. Açıkcası fiyat bakımından oldukça uygun biz çok merkezi konumda bulunan Gran Via Caddesi üzerinde bulunan bu odayı geceliği 44 dolara tuttuk. Metro yürüme mesafesindeydi ve çokta rahat ettik diyebilirim. Maria isimli daire sahibi kadın çat pat İngilizcesi ile bizi rahat ettirmek için elinden geleni yaptı. Dairemize yerleştikten sonra sabırsızlıkla şehri keşfe çıktık çünkü burada 2 günümüz vardı ve gezilecek ise çok yerimiz.

Sagrada Familya Tavan

Barselona'da ulaşım:

Barselona’da ulaşım çok kolay, metro ağı oldukça gelişmiş. Bilet makinelerinin İngilizce seçeneği olması işimizi kolaylaştırıyor. Hemen iki günlük bilet alıyoruz kişi başı 14 euro bu biletleri kaybetmeyin ve buruşturmayın sınırsız gezme binme hakkınız var. Otobüs, metro, tramvay, hepsinde geçiyor. L 1, L2, L3,… L11 ‘e kadar hat var ama sizin işinize yaracak kısmı ilk üç hat. Cuma ve Cumartesi geceleri gece 02:00'ye kadar metro var. Aklınızda bulunsun şehre iner inmez bir metro haritası edinin. İnformation noktalarından ya da havalimanından bindiğiniz otobüste kapı kenarında bulunan metro haritasını ücretsiz alabilirsiniz. Ayrıca biz gezi planımızı Barselona'dan hızlı tren ile Madrid’e geçmeyi planladığımız için şehrin büyük tren istasyonu SantsEstacio ya gidebilirsiniz. L3 yeşil hat ve L5 mavi metro hatları ile buraya ulaşmak çok kolay. Aynı isimli istasyonda iniyorsunuz. Tüm Avrupa ülkelerinde olduğu gibi İspanya’da da tren ağı oldukça gelişmiş.

İspanyolların şehirlerarası tren şirketi Renfe size, çeşitli seçenekler sunuyor. İspanya da hızlı trenle yolculuk etmek de ayrıca çok keyifli. Ave trenleri hızlı trenler oluyor ve Barselona-Madrid arasını (622km) 2 saat 45 dk da alıyor. Trenler zamanında kalkıyor ve siz uçaktan bile daha konforlu şekilde saatte ortalama 300 km ile yolculuğun tadını çıkarıyorsunuz. Hızlı tren bilet temini için biz İspanya’ya gitmeden önce çok güvenli bir tren bileti sitesi olan RailDude den aldık. Kişi başı tek yön fiyatı 60 euro biletinizin Pdf çıktısını yanınıza ya da akıllı telefonunuza barkod indirerek gönül rahatlığı ile yola çıkabilirsiniz. Bir tavsiye bileti oraya gidince alırım derseniz fiyatlar daha pahalı onu belirtmeliyim. (Barselona da bilet fiyatı 85 euro ).

Bir Picasso eseri

Barselona'da nereye gidilir?

Bizim kaldığımız yer Gran Via caddesi şehrin ana caddelerinden biri ve şehir merkezinde.Bu caddenin altından L1 kırmızı hat geçtiği için hemen metroya binip Universitat durağına gidiyor oradan da L2 metro hattına aktarma yapıp Sagra da Familia durağında iniyoruz.

Şehrin en meşhur yapılarından bir La Sagrada Familia (Kutsal Aile Bazilikası). Giriş kişi başı 15 euro şehirde bir çok eserini göreceğiniz mimar Antoni Gaudi’ye ait. Daha doğrusu 1882 de yapımına başlanmış ancak hala bitmemiş bu eser bizi oldukça büyülüyor. Bu bazilikanın halk yardımları ile yapımına devam edildiğini öğreniyoruz . Bazilikanın dış görünüşü kadar iç yapısı mimar Gaudi’nin geometrik şekilleri ustaca kullanması ile daha da büyülü hale getirmiş. İç aydınlatma için kullandığı vitraller ise harika.

La Rambla Caddesi: Bu büyüleyici mekandan ayrıldıktan sonra aynı metro hattı ile Catulunya durağında iniyoruz. Bu meydan şehrin kalbi denebilecek bir nokta. Meydanda güneye inen La Rambla Caddesi ise en meşhur caddelerden biri.  Bu caddenin güney ucu sizi meşhur Barselona Port Well limana çıkaracak. Caddenin güney bitiş noktasında ünlü denizciKristof Kolomb heykeli karşılayacak. Catulunya meydanı Gran Via Caddesi ile kesişme noktası Universitat durağı, buradan caddeyi takip ederek meydana oradan da La Rambla Caddesini gezebilirsiniz. Zaten cadde turist kaynıyor ve tüm dünya markaları sizi karşılıyor. Size tavsiyem caddenin sağında ve solunda bulunan ara sokaklara dalın ve ayak tabanlarınız şişene kadar gezin. Dar sokaklar sizi büyüleyecek ve kendinizden alacak.

Barselona Katedrali: La Rambla Caddesinden güneye inerken solunuza ara sokaklara girdiğinizde ise karşınıza Barselona Katedrali çıkacak. Gotik mimarisi ile yine ortaçağdan kalma bu yapı sizi büyüleyecek. Katedrali gezdikten sonra yine ara sokaklarda gezerek La Rambla caddesine çıkıyoruz.

Bu sefer caddenin sağında kalan meşhur kapalı Pazar La Boqueria ya varıyoruz. Burası bizim balık pazarına benziyor ama deniz ürün çeşitliliği çok daha fazla. İster çiğ ister pişmiş dilediğiniz deniz mahsülünden oluşan ya da tropik meyvelerden olan tabaklarınız ile dolaşabiliyor bu pazarın tadını çıkarıyorsunuz. Fiyatlar da porsiyonlar da gayet uygun.

La Boqueria

Estatua De Colomb: Sonraki durağımız caddeyi takip ederek Estatua de Colomb meydanı. Yukarıda da değindiğim gibi burada ünlü denizci Kolomb’un batıyı gösteren heykelini göreceksiniz. Barselona bir liman şehri olduğu için bana gerek marinası gerekse uzun kumsalları ile Antalya’yı anımsattı. Bizim ziyaretimiz kışın olduğu için tabi güzel plajların tadını çıkaramadık ama bir başka ziyareti yaz aylarında yapmak farz oldu. Vakit geç olduğu için ve müthiş Tapas ve Paella ile karnımızı doyurduktan sonra metro ile odamıza geri döndük. Ertesi sabah yine erken kalkıp yola koyulmadan önce kaldığımız cadde üzerinde bulunan market den kahvaltılık bir şeyler alarak güne başladık. Bu tuttuğumuz oda bir daire içinde yer aldığında ortak kullanım alanı içinde mutfakta vardı ve biz güzel bir kahvaltı hazırlama şansı bulduk.

Plaça De Espanya: Çantalarımızı omuzladıktan sonra dairemize yürüme mesafesinde bulunan Plaça de Espanyameydanına çıktık. Bu meydan trafiğe açık ve tam ortasında çok güzel bir çeşme var. Bu meydan çevresinde bir çok otel bulabilirsiniz. Ayrıca bu meydanda yine Plaça de Universita yı da görebilirsiniz.

Centro Las Arenas: Meydanın sağında bulunan ve eski bir boğa güreşi arenası olan Centro Las Arenas bugün içi alışveriş merkezine çevrilmiş üst katında ise şehri panoromik görebileceğiniz ve yemek yiyebileceğiniz birçok restoran bulunmakta. Buraya kişi başı 1 euro vererek asansörle çıkıyorsunuz ve fotoğraf makineniz ile güzel kareler çekiyorsunuz.

Museo Naconal D’Art Catulunya: Bizim hedefimiz ise karşımızda tüm ihtişamı ile duran ve bence her sanat meraklısının görmesi gereken Museo Nacional Art Catulunya  uzun merdivenler ile çıkılan bu müze gerçekten gezilmeye değer. Dört ana bölüme ayrılmış sanat galerisi kişi başı 12 euro giriş bedeli ile gezilebiliyor. Gotik dönem, Rönesans dönemi, Modern zamanlar sanat çalışmalarını görebilirsiniz. Picasso dan Salvatore Dali’ye ,İspanya iç savaşına dair izler taşıyan bir çok resim heykel ve afiş çalışması gerçekten burası için bir tam gün ayırması gereken bir yer.

Camp Nau: Sonra ki durağımız buraya kadar da gelinip görmeden gidemeyeceğim Barselona Futbol takımının evi Camp Nau. Yine şehir meydanlarından biri olan Plaça de Espanya metro durağından L3 yeşil hatta binerek Maria Cristina durağında iniyoruz hemen cadde üzerindeki T1 tramvay hattı ile Av.de Xile durağında inerek yürüme mesafesindeki stada geliyoruz. Açıkca söylemeliyim her futbol severin mutlaka görmesi gereken bir yer Nau Camp. Gerek size yaptırılan stad turu gerekse içerideki bölümlerden oluşan Barselona Müzesi sizi büyüleyecek. Stada giriş kişi başı 23 euro ve siz içeri de soyunma odalarından kupaların olduğu bölüme, futbolcuların basın toplantısı yaptığı bölümden masaj odalarına, görsel şölene dökülmüş galerilere stadın en üst tribününden saha kenarına kadar çıkıyor oradan da üç katlı Barselona Kulübü resmi ürünlerinin satıldığı satış mağazasına ulaşıyorsunuz. İçeride bulunan restaurant ve kafeleri söylememe gerek yok sanırım.

Not: Barselona'da isterseniz ve çocuğunuz varsa limanda bulunan büyük akvaryumu yine hayvanat bahçesinin de bulunduğu şehrin en büyük parkı Park Guelli, şehirde bir çok eserini göreceğiniz mimar Gaudi’nin Casa Milla (La Pedrara),Casa Battlo yu (bu yapılar Sagrada Familia nın yakınlarında bulunuyor) gezebilirsiniz.

Paella

Barselona'da yeme içme

Biz Akdeniz sahil kenti olan şehir tabi ki size bol deniz mahsulü çeşitleri sunuyor. Ama benim aram çok iyi değil derseniz bol bol meyve-sebze, pizza, spagetti, fast food markaları ile beslenebilirsiniz. İspanyollar yemek saatleri bakımından rahat insanlar. Öğle yemekleri saat 15.00 den sonra. Akşam yemekleri 9.30 dan sonra yiyorlar. Bunun sebebi de gün içinde atıştırmalık Tapasları çok yemeleri. Bir de meşhur çeşitli ürünleri karıştırarak yaptıkları bir tür pilav olan Paella var. Ben genelde deniz mahsülleri ile yapılmış Paella’yı tercih ettim. Tapas ise daha çok içkinin yanında meze tabağı olarak düşünebilirsiniz. Ülkede şarap ve bira bol. Çeşit çeşit bira markalarını deneyebilirsiniz. Şarap ise yine öyle. Çok lüks bir restoran değilse 10-12 euroya bir şişe şarap içebilirsiniz. Birde yine İspanyollara has bir kokteyl olan Sangriya var. Güzel bir kokteyl buzla büyük bardaklarda servis ediyorlar. Tavsiye ederim.

Tapas

Tapas: Küçük mezelik atıştırmalık yemek (kalamar, karides, balık, et, zeytin, peynir çeşitlerinden oluşuyor)Paella: Yine karışımı sizin belirleyeceğiniz bir tür pilavSangria: Bir tür meyve kokteyli alkollü içki

Tapas

Gezigurmesi

Yazar Hakkında

Gezigurmesi

1976 yılında Kocaeli'nde doğdum. İlk,orta ve lise öğrenimimi Kocaeli'nde tamamladıktan sonra 1996 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümüne girdim.