Vilnius Hakkında Bilinmesi Gerekenler

lithuania-1570486_960_720.jpg

Vilnius, Litvanya’nın başkenti ve en gelişmiş şehri olmasının yanı sıra Baltık ülkelerinin de ikinci en büyük şehridir. Vilnius 2. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’nın Musevi nüfusu en yüksek olan şehirlerinden biri idi. Öyle ki Fransa imparatoru Napolyon Vilnius’a « Kuzeyin Kudüs’ü » adını takmıştı. Tarihî şehri 1994 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne giren Vilnius 2009 yılında Avrupa başkenti seçilmiştir. Litvanya’nın tarihindeki en önemli hükümdar Kral Mindaugas’tır. Mindaugas 1253 yılında tahta çıkan ve Litvanya topraklarını birleştiren kraldır. Bu yüzden hala her sene Mindaugas’ın tahta çıkış yıldönümü kutlanır.

Vilnius ismi Litvanya’dan Beyaz Rusya’ya doğru akan Vilnia Nehri’nden türetilmiştir. Vilnius 14. yüzyılda Litvanya Dükü kudretli Gediminas tarafından kurulur. Rüyasında gördüğü demir kurt kadar kuvvetli bir şehir kurmak istediği rivayet edilir. Kurulduğu anda Litvanya’nın yeni başkenti Vilnius olmuştur. 1325’te Gediminas Polonya kralının kızıyla evlendiği günden sonra Litvanya ile Polonya’nın tarihi adeta birbirine bağlanmıştır. Gediminas’ın torunu Jogaila 1385’te 2 ülkenin de tahtına oturduğunda pagan Litvanya’nın üst tabakasının Hristiyanlaştırılmasına karar verir. Vilnius hem şehre yatırım yapan Alman tacirler hem de 11. yüzyıldan beri burada yaşayan Musevilerin girişimleri sayesinde refaha kavuşur. Polonyalıların dili Lehçe, Litvanya’nın üst tabakasının lisanı olur. Kendilerini « Litvanya kökenli Polonyalılar » olarak tanımlarlar.

1569’da Litvanya ‘da yeni varis olmaması Rusya’nın emelleri için bir fırsat olsa da Polonya, Litvanya topraklarını koruması altına alacaktır. Kral II. Sigismund’un ölümünden sonra Litvanya’nın idari yönetimi Varşova’ya geçer. Varşova’daki mecliste hem Polonyalı hem Litvanyalı asiller temsil edilir. Yani Litvanya’nın toplam nüfusunun sadece %10’u temsil edilmektedir. O dönem için Avrupa’nın en demokratik meclisi bu meclis idi. Transilvanya (Erdel) prensi Stefan Batory Polonya kralı ve Litvanya grandükü seçilir.

Vilnius Üniversitesi Cizvit tarikatının misyonerleri tarafından 1570 yılında kurulmuştur ve kuzey Avrupa’nın ilk yüksek eğitim kurumlarından biri olmuştur. Uzun yıllar sadece felsefe ve ilahiyat fakülteleri olan üniversitede 1753’te astronomi kürsüsü kurulur. Laik eğitime yüzyıllar sonra geçilecektir. 16. yüzyıl sadece akademi dünyasında değil mimaride de gelişmelere sahne olur. Bugün şehirde görülen birçok tarihi yapı o dönemde inşa edilir. 17. yüzyıl sadece dinde reform hareketinin Litvanya’ya ulaşması dolayısıyla değil yangınlar ve Rus işgalleri sebebiyle de zor geçecektir. Ancak 1655’te Rusları püskürten Litvanya bu yüzyılda da mimariye ağırlık verir, yangının yaralarını sarar. Ne yazık ki Polonya ve Litvanya toprakları 1795’te Rusya, Prusya ve Avusturya tarafından paylaşılır. Bu durum Fransa’nın işine gelmediği için Napolyon, Polonya ve Litvanya’nın yanında yer alır. Ancak 1812’de Vilnius’a gelen Napolyon düşman güçler karşısında çok büyük hezimete uğrar. 1831’de Polonyalıların ve Litvanyalıların Ruslara savaş açmasıyla ortalık yangın yerine döner. Öyle ki Vilnius Üniversitesi kapanacak ve ancak 1917’de açılabilecektir.

Vilnius’ta Lehçe, Beyaz Rusça ve Litvanca yasaklanır. Sadece İbranice ve Rusça konuşulur. 1863’te Ruslara karşı ikinci ayaklanma girişimi olduysa da yine başarılı olunamaz. 1. Dünya Savaşı’na gelindiğinde Avrupa’daki milliyetçi hareketler güç kazanır. 1916-1918 yılları arasında Vilnius’u Almanya (Prusya) işgal eder. Savaştan sonra birçok milletin kendi devletini kurması gibi Polonya da yeniden kurulur ancak bu sefer Vilnius Polonya toprağıdır ve Litvanyalılar dışlanmaktadır. 2. Dünya Savaşı her iki ülke için de felaket olacaktır. Neredeyse tüm Museviler öldürülür. Kurtulan Museviler ise kaçar. Savaş sonunda Doğu Avrupa’yı kontrolü altına alan Sovyet Rusya tüm Polonya ve Litvanya aydınlarını Sibirya’ya sürgüne gönderir. 1990’a kadar Rusya hâkimiyetini sürdürür ve halka yine sadece Rusça dayatılır. 1990’da komünizmin çökmesi ile Litvanya özgürlüğüne kavuşur. 2004’te Avrupa Birliği üyesi olur. Vilnius başta olmak üzere tüm Litvanya kapitalist piyasa sistemine şaşırılacak derecede hızlı adapte olur. Köklü ve ilgi çekici tarihi ile kısa süre içinde Avrupa’nın turizmi en güçlü şehirleri arasında yer alır. Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki barış ve huzur prensibi gereği Litvanya bugün tüm komşuları ile dostluk içindedir. Özellikle Polonya ile pozitif ilişkisi çok önemlidir.

Vilnius’u daha iyi tanımak için tarihine tanıklık eden kiliselerini, birbirinden değerli sanat eserlerine ev sahipliği eden müzelerini, sıra dışı mahallelerini, saraylarını, kalelerini gezmelisiniz. Tepelerine çıkmalı ve ister gece ister gündüz muhteşem manzarasını izlemelisiniz. Vilnius’a birkaç günlüğüne bile gitseniz ayrılmak istemeyecek ve doyana kadar kalmak isteyeceksiniz.

Tanıtım Videosu: https://www.youtube.com/watch?v=plVk4_JgBtQ