Berlin'in Yaşayan Kültür Mirası: Tekno

Berlin, alternatif eğlence kültürü ile öne çıkan ve bu anlamda dünyaca meşhur olan bir şehir. Öyle ki Berlin’deki ihtişamlı tekno müzik sahneleri turistik anlamda da büyük bir cazibe merkezi haline gelmiş durumda. Bu doğrultuda UNESCO, 2023 yılında Berlin'deki üç en meşhur tekno kulübünü Dünya Mirası Listesi'ne ekleme kararı aldı. Bu kararın altında pek çok neden yatıyor. Geçmişten günümüze tekno bir alt kültür olarak ciddi bir sanat akımı haline geldi. Bu elektronik akım özellikle Berlin gece hayatında ciddi bir sükse yakaladı.

Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla birlikte özgürleşen ve müziğin birleştirici gücüne inanan nesiller tekno kültünü çok daha farklı bir boyuta taşıdılar. Tüm bu gelişmeler ışığında UNESCO, Berlin’deki üç tekno kulübü Dünya Mirası Listesi'ne ekledi. Peki UNESCO bu kararı alırken hangi kriterleri göz önünde bulundurdu, Berlin’deki bu üç kulüp listeye nasıl girdi, şimdi bunları tek tek ele alalım.

Berlin tekno-0

Geçmişten Günümüze Berlin Tekno Kültürü

İlk olarak 1980’lerde yaygınlaşan Berlin tekno kültürü daha o zamanlar Almanya’nın eğlence kültürünün de bir yapı taşı haline gelmişti. Özellikle Almanya’daki siyasi olaylar ve beraberinde gelen değişim tekno müziği de etkiledi. Artık tekno müzik Berlin için sadece bir müzik değil birleştirici kültürel bir eylem olmuştu.

Berlin’de gece hayatı diğer Avrupa şehirlerine kıyasla çok daha derin bir anlam ifade ediyor. Bu da pek çok yabancı turisti kendisine çekmeyi başarıyor. Öyle ki bu alt kültür tıpkı X ve Y kuşağını olduğu gibi Z kuşağını da çoktan etkisi altına almış durumda. Üstelik Z kuşağı bu alt kültürün geçmişteki değerini ve ne ifade ettiğini de anlıyor. Bu da yeni yüzyılın müzik anlayışının köklerinden kopmadan devam edeceğine işaret ediyor.

Berlin’in en popüler ve köklü tekno kulüplerinden bir tanesi 1991 senesinde açılan Tresor ve Love Parade. Bu tekno kulüpler şehrin sembolik eğlence merkezleri. Sadece Berlin ve çevresinde değil dünya genelinde meşhur ve bilinen yerler. Son olarak COVID-19 salgını ile bu eğlence merkezleri biraz sessizliğe bürünmüş olsalar da sonraki süreçte yine aynı ihtişamı ile müzik severlere kapılarını açtı. UNESCO'nun somut olmayan kültürel miras listesine dahil olan kulüpler şimdilerde çok daha popüler ve çok daha ilgi çekici.

Berlin tekno1

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi Nedir?

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi herhangi bir milletin geleneklerini, becerilerini, uygulamalarını ya da sanat türlerini kapsayan somut olmayan kültürel değerleri içeren bir listedir. Amacı ise bu somut olmayan ancak bir milletin kültürünü yansıtan değerlerin nesilden nesle aktarılarak toplumların kimliklerini unutmamasını sağlamak. UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi içerisinde pek çok ülkenin önemli değerleri bulunuyor. Elbette bu liste içerisine dahil olabilmek için birtakım unsurların yerine getirilmesi gerekiyor. Listede yer alan unsurları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Sözlü gelenek ve ifadeler
  • Toplumsal uygulamalar
  • El sanatları
  • Ritüeller ve festivaller
  • Bilgi ve uygulamalar

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi kriterleri de yine belirli standartlarla sabitlenmiştir. Bunlar arasında mevzu bahis konunun insanlığın somut olmayan bir parçası olması, toplum tarafından değerli görülmesi, unsurun nesilden nesle aktarılması, unsurun korunması amacıyla gerekli tedbirlerin alınmış olması gibi kriterleri sıralayabiliriz. Bunlar bir milletin somut olmayan değerlerinin UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi içerisine girmesi için gerekli koşullardır.

Berlin'in UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde Hangi Kulüpler Var?

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne girdikten sonra bu kulüpler çok daha fazla dikkat çekmeye başladı. Peki bu kulüpler hangileri ve ne gibi özellikleri listeye dahil olmalarına neden oldu? İşte UNESCO listesine giren kulüpler:

Berghain: 1999 senesinde açılmış olan bu kulübün popülerliği Berlin sınırlarını aşmış ve tüm dünyada bilinir bir eğlence merkezi olmuştur. Kulübün özelliği ise karanlık bir atmosferde minimalist öğeler içermesidir. Deneysel müziklerin sergilendiği ve katılımcıları adeta kendinden geçtiği kulübe giriş maalesef o kadar da kolay değil. Bu kulübe girip eğlenmek için mekânın belirlediği prosedürlere uyum sağlamak önemli.

Berlin tekno Berghain

Tresor: Berlin gece hayatının  bir diğer önemli eğlence merkezi Tresor, ilk olarak 1991 senesinde faaliyete geçti. Bazı kesimler tarafından tekno müziğin doğduğu yer olarak da lanse edilen bu mekân eski bir elektrik santralinin içerisinde bulunuyor. Bu da onu atmosfer olarak hem geçmişi anımsatması hem de endüstriyel bir tema ortaya koyması nedeniyle özel kılıyor.

Sisyphos: UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine giren son tekno kulüp ise Sisyphos. Sisyphos 1992 senesinden bu yana faal olarak gece hayatının bir parçası konumunda. Bu tekno kulübün önemli bir özelliği ise 24 saat açık olması. Yani bu mekanda zaman kavramı diye bir şey yok. Diğer kulüplere kıyasla daha geniş ve açık bir alana sahip olan kulüp pek çok farklı müzik odasına sahip. Bu sayede müzik severler sevdikleri müzikleri bu özel odalarda dinleyebiliyorlar.

Berlin tekno sisyphos

Berlin’deki Kulüpler UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesinde Nasıl Girdi?

Berlin’in ikonik tekno mekanları her şeyden önce UNESCO’nun ön koşul olarak sunduğu kriterleri yerine getirdi. Ancak bu kriterleri yerine getirmek bu listeye girmek için yeterli değil. Bu kulüplerin UNESCO listesine girmesi için Rave The Planet adlı kolektifin çabası oldukça mühim. Bu kolektif DJ'ler, festival organizatörleri ve müzikseverlerden oluşuyor. Bu kolektif yıllardır Berlin’deki müzik ve dolayısıyla tekno kültürünün statüsünü güvenceye almak için çaba sarf ediyor.

Bu bombanın fitilini ateşleyen ise esasen 2022 yılında ünlü Love Parade’e benzer bir tekno karnavalının Berlin sokaklarına taşınması oluyor. Hem gençler hem de orta yaşlı Y, Z kuşağı bu festivale çok büyük ilgi gösterdi. Yukarıda adını geçirdiğimiz Rave The Planet bu festivalin oluşumunda çok büyük emekler harcadı. Kentin her yerine afişler, bayraklar asıldı, büyük sahneler ve gösteriler düzenlendi. Bu festival açık açık Berlin’in tekno kültürüne sahip çıktığını gösteren bir gövde gösterisiydi.

Love Parade aslında 1989 yılına dayanan ve Berlin Duvarı yıkılmadan henüz birkaç ay önce organize edilen bir festival. Adını tarihe geçiren en önemli etken ise katılımın rekor seviyede olmasıydı. Toplamda 1.6 milyon katılımcının yer aldığı festival teknonun kültürel bir devrimiydi. Bu festival ayrıca Berlin’in bu müzik türündeki gücünü de tüm dünyaya göstermiş oldu.

UNESCO, tüm dünyada yankı uyandıran bu kültüre elbette kayıtsız kalamazdı. Yapılan açıklamada "kültürel kimlik, sanatsal ifade ve toplumsal katılım için önemli bir alan" olduğu vurgulandı ve bu anlamda kulüplerin listeye girmesine onay verildiği belirtildi. Bununla beraber UNESCO, Berlin’deki bu elektronik müzik akımının şehrin kültürel kimliğinin önemli bir parçası olduğunun da altını çizdi.

UNESCO’nun verdiği bu karar ile Berlin'deki tekno kulüplerinin uluslararası popülerliğinin daha da artacağı tahmin ediliyor. Bu karar gelecek nesiller için de son derece önemli. Bu sebeple UNESCO’nun listesine girmek sadece bir popüleriteyi yansıtmıyor. Bununla beraber bir milletin kültürünü, geçmişini ve sanat algısını nesiller boyu aktarmayı hedefliyor.